İsrail’in askeri liderleri arasında devam eden tartışmalar, Gazze’deki askeri operasyonların yönü hakkında önemli ipuçları sunuyor. Özellikle, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Genelkurmay Başkanı Lt. Gen. Eyal Zamir’in, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun Gazze üzerindeki askeri kontrol planına karşı Witkoff planını desteklemesi, askeri stratejilerin yanı sıra siyasi sonuçları da beraberinde getiriyor. Bu durum, hem askeri hem de diplomatik açıdan kritik bir eşik olarak değerlendiriliyor.
Witkoff planı, Hamas ile yapılan müzakerelerdeki ilerlemeyi korumayı hedefliyor ve bu çerçevede, 60 günlük bir İsrail çekilmesi karşılığında 10 canlı rehine ve 15 ceset serbest bırakılmasını öngörüyor. Anlaşmanın ihlali durumunda ise İsrail’in savaşa devam edebilmesi öngörülüyor. Bu bağlamda, Netanyahu’nun Gazze’deki operasyonları sürdürebilme kararı, askeri profesyonellerin tavsiyelerine ters düşüyor. IDF’nın üst düzey bir yetkilisi, “Genelkurmay Başkanı, bu savaşın tecrübesine dayanarak profesyonel yargısını koruyor. Son günlerde, IDF’nın bir kara harekâtına hazır olduğunu ancak doğru yolun tüm rehinelerin kurtarılması için bir anlaşmaya ulaşmak olduğunu belirtmiştir,” dedi.
2024’teki Tel Sultan olayı, İsrail’in karar alma süreçlerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Bu operasyonda, Hamas, İsrail güçleri üzerine saldırınca altı rehini infaz etti. Bu durum, büyük ölçekli bir kara harekâtının müzakereler tamamlanmadan önce yapılmasının risklerini gözler önüne serdi. Netanyahu, Gazze’nin hedefinin işgal değil, Hamas terör örgütünden kurtulmak olduğunu sürekli vurguladı. Ancak, askeri baskının Hamas’ı Witkoff planına geri döndürdüğünü belirten eski bir IDF yetkilisi, “Bu çerçeve kabul edilmeli ve Washington, Genelkurmay Başkanının konumunu anlamalı. Hamas, şu anda bu koşullara bağlı kalmaya hazır,” ifadesini kullandı.
Netanyahu’nun Gazze operasyonları konusunda aldığı kararlar, yalnızca askeri bir strateji olarak değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler açısından da büyük bir öneme sahip. ABD ile olan ilişkiler, bu tür askeri eylemlerin zamanlaması üzerinde doğrudan etkili oluyor. Politico’dan alınan bir bilgiye göre, Hamas liderliğine yönelik yapılan bir saldırı, müzakereleri engellemek amacıyla gerçekleştirilmiş olabilir. Hamas’ın liderliğine yönelik son saldırı, IDF’nın üst düzey askeri yetkilileri tarafından zamanlaması konusunda eleştirildi. Yetkililer, “Plan uzun süredir hazırlanıyordu, ancak bu özel zamanlamayı seçmek için bir neden yoktu,” diyerek, Gazze’deki operasyonların sürdürülmesinin profesyonel tavsiyelere aykırı olduğuna dikkat çekti.
Başbakanlık ofisinden yapılan bir açıklamada, “İsrail kabinesi, Genelkurmay Başkanının sunduğu operasyon planı ile ilerleme kararı aldı,” denildi. Bu durum, Netanyahu’nun askeri stratejileri ile diplomatik yaklaşımlar arasındaki gerilimi gözler önüne seriyor. Hersh Goldberg-Polin isimli Amerikalı-İsrailli rehine, Hamas tarafından kurtarılma girişimi sırasında infaz edildi. Bu tür olaylar, askeri stratejilerin önemini ve rehinelerin güvenliğini bir arada düşünmenin gerekliliğini ortaya koyuyor. Eski IDF yetkilileri, böyle durumların yaşanmaması için müzakerelerin sürdürülmesi gerektiğini savunuyor.
Netanyahu’nun askeri eylemleri sürdürme kararı, iç politikada da tartışmalara yol açtı. Bazı kesimler, bu tür operasyonların müzakerelerin sona ermesine neden olabileceğini ve daha büyük bir kriz yaratabileceğini öne sürüyor. Öte yandan, askeri liderlerin Witkoff planını desteklemesi, diplomasi yolunun hâlâ açık olduğunu gösteriyor. Eyal Zamir’in Witkoff planını desteklemesi, askeri ve siyasi stratejilerin bir arada düşünülmesi gerekliliğini vurguluyor. Bu durum, gelecekteki müzakerelerin nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici bir rol oynaması bekleniyor.
Sonuç olarak, İsrail’in Gazze’deki durumu, yalnızca askeri bir mesele olmaktan öte, uluslararası diplomasi ve iç politika dinamikleriyle de bağlantılı. Askeri liderlerin ve hükümet yetkililerinin farklı stratejiler üzerine yaptıkları tartışmalar, bu karmaşık sorunun çözümünde etkili olabilir. Diplomasi ve askeri güç arasındaki dengeyi sağlamak, gelecekte atılacak adımların belirlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, Witkoff planı gibi alternatif stratejilerin dikkate alınması, uzun vadede barışa giden yolu açabilir. İsrail’in Gazze’deki askeri eylemleri, sadece bölgenin geleceğini etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda uluslararası ilişkileri de şekillendirecek bir dinamik olarak karşımıza çıkıyor.